Sepet ( 0 )
Alışveriş sepetinizde hiçbir şey yok.
Otama Kırkpınar’ın hikayesi, temiz kozmetik arayışıyla evimizin mutfağında bir küçük cezve içinde başladı. Hızlı tüketime öyle alışmıştık ki, gün içinde yediğimiz, yıkandığımız ve cildimize sürdüğümüz ürünlerin nereden geldiğini merak edecek vaktimiz bile yoktu. Akut olmayan ama kronikleşen rahatsızlıklar, bir şeylerin yanlış gittiğini bize söylüyordu. Soframızdaki gıdaları sağlıklı olanlarıyla değiştirme kararı almak üzereyken, banyo aynasının önünde duran kozmetikler de radarımıza girdi ve temiz kozmetik için sorgulama sürecimizi başlatmış oldu.
İlk üretim denemesine bir cezve içinde diş macunu yaparak başladık. Küçük bir cam kavanozda, köpürmeyen, gri-yeşil renkte ve merhem kıvamında bir diş macunu hazırladık. Görüntü oldukça alışılmadık ama fırçalama sonucu mükemmeldi! Ağzımızın içindeki arınma hissine, dişlerimizdeki cezbedici temizlik ve ürünün içeriğini bilmenin rahatlığı da eklenmişti. Öyle bir kutlama içindeydik ki; sanki özgürleşmiştik! Artık neye ihtiyacımız varsa yapabilirdik. Deodorantla devam ettik, sonra güneş kremi, besleyici el yüz kremi ve masaj yağı derken, evdeki küçük cezvemizle marketten aldığımız kozmetiklere tek tek ev yapımı alternatifler üretmeye başladık.
Yıllar boyu kamuda ve akademide edindiğimiz iş tecrübelerinin, elle tutulur bir şeyler üretebilme konusunda bize pek bir katkısı olmadığını; ana hammaddelerimiz olan balmumu, tohum yağları ve uçucu yağları araştırmaya başlayınca fark ettik. Dünya nüfusunun ve endüstrinin geldiği son noktada, gerçekten skandal olabilecek gerçekliklerle dolu bir piyasanın içindeydik. Madem biz her gün şaşırarak bir şeyler öğreniyorduk, bunları herkesle ‘şeffaf’ bir şekilde paylaşmaya, tüm üretim modelimizi ve yolculuğumuzu Instagram’dan anlatmaya karar verdik. Meğer herkesin konuşulmayan ve bilinmeyen üretim süreçlerini tanımaya ve dahil olmaya ihtiyacı varmış. Paylaşımlarımız o kadar hızlı, büyük ve samimi bir ilgi gördü ki; üretim, satış ve kargo süreçlerinde ‘doğrusu bu olmalı’ diyerek başladığımız projeler toplumda geniş yankı buldu.
Korkusuzca başlattığımız ve sahada kargo firmalarıyla -kan ter gözyaşı- içinde birebirde savaş verdiğimiz #KargoPoşetiSavaşları #PlastiksizKargo başkaldırısı, ardından atık yağlardan #ÇevreciArapsabunu üretimi, temiz ve yerli #TohumRotası ve #DepozitoluKozmetik gibi projelerimizin hepsi ayrı bir sosyal harekete dönüştü. Bu projeler, onlarca üreticiye ve binlerce tüketiciye ilham oldu, olmaya da devam ediyor.
‘Mahallenizin Kozmetikçisi’ sanki kendiliğinden gelip bizi sahiplenmiş bir slogana dönüştü. Marka yeni kurulduğunda başlayan pandemi ve birkaç yıl sonra yaşadığımız Şubat depremleri süresince Otama Kırkpınar’ın eylemleri bambaşka kitlelere ulaştı. Üretim sürecimiz evrildi, büyüdü; daha güçlü, kararlı, kendisiyle barışık, daha da şeffaf, sevilen, sahiplenilen ve bir değer gibi koruma altına alınan bir hal aldı. Bugün durup değerlendirdiğimizde, yola çıkarken yazdığımız manifestodaki başlıklara uymamızın mümkün olmadığını kabullendiğimiz bir noktaya geldik. Plastiksiz, vegan*, cruelty-free** yerel, depozitolu, ekolojik, sıfır atık, etik, adil ve sürdürülebilir olmamız, maalesef günümüz şartları ile bağdaşmıyor ve biz de ‘-mış gibi’ bir marka olmayı reddediyoruz!
Başarılı olduğumuz alanlarda, çiftçilerle birlikte kendi temiz hammaddemizi yetiştirmek ve işlemek, atık kartonları toplayıp ‘emek yoğun’ kargo hazırlamak, atık yağları sıvı sabunlara dönüştürmek ve cam kavanozları sterilize edip tekrar kullanmak gibi çalışmalara, alnımızın akıyla devam ediyoruz. Belki de dünyada eşi benzeri olmayan ve içimize sinen temiz üretime, ülke şartlarının tüm zorluklarına rağmen devam ediyoruz. Bize sahip çıkan, destek olan, her yeni siparişini içi rahat bi şekilde veren, ürünlerin etkili ve iyi gelen hallerini sevdikleriyle paylaşan Otamaseverler ile yola devam!
*Artık vegan olmayan ürünler üretiyoruz 3 ürünümüz vegan değil, hayvansal olan "atık" ve temiz bir hammadde olan keçi yağını değerlendirme kararı aldık.
**Ürünlerimize dermatolojik test yaptırmıyoruz ve dolayısıyla hayvanlar üzerinde test yapılmıyor. Ürünlerimizi piyasaya çıkarmadan önce eş, dost, tanıdıklar üzerinde deniyoruz.